4 Şubat 2010 Perşembe

TEKİN BİNGÖL KANUN TEKLİFİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA



Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifim gerekçeleri ile birlikte ekte sunulmuştur.

Gereğini saygılarımla arz ederim.


Tekin Bingöl
Ankara Milletvekili


DENETİMLİ SERBESTLİK VE YARDIM MERKEZLERİ İLE KORUMA KURULLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ


“Ek Madde 1.- Bu Kanun kapsamında istihdam edilen sosyolog, psikolog, sosyal çalışmacı, öğretmen olarak istihdam edilen personel aynı özlük haklarına tabi tutulurlar. Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında istihdam edilen sosyolog, psikolog, sosyal çalışmacı ve öğretmen unvanları arasından hangisine en yüksek ödemede bulunuluyor ise, diğer unvanlardaki personelin ücretleri en yüksek ödeme yapılan unvandaki personelin ücretine yükseltilir."

MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

GENEL GEREKÇE

3.7.2005 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu ile Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı denetimli serbestlik ve yardım hizmetlerinden sorumlu bir daire başkanlığı ile taşra teşkilatı bünyesinde adalet komisyonlarının bulunduğu yerlerde şube müdürlükleri ile koruma kurullarının kurulması öngörülmüştür.

Söz konusu yasanın genel gerekçesinde hem Birleşmiş Milletler hem de Avrupa Konseyi belgelerine atıf yapılarak konunun önemi ve uluslararası boyutu vurgulanmıştır. Konu aynı zamanda tutuklu ve hükümlülerin eğitim hakları açısından da insan haklarının bir parçasıdır.

Suçluların topluma kazandırılması, yeniden suç işlemelerinin önlenmesi noktasında önemli katkılar sağlayacak bir yapılanmanın aynı zamanda toplumu suça karşı koruyacağına da kuşku yoktur.

Adı geçen yasal düzenlemede amaçlanan hedeflere ulaşılmasının, psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmen gibi meslek gruplarından oluşan yeterli sayıda ve bilgi donanımına sahip uzman kadroların ihdası ile sağlanabileceğine kuşku yoktur. Gerek yapılan işin zorluğu gerekse toplumsal açıdan önemi de uzman bir kadro ile çalışılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu amaçla söz konusu yasada gerekli kadroların ihdası öngörülmüş, ancak böylesine önemli bir konuda uzmanların özlük hakları konusunda bir eşitlik sağlanamamıştır. Özellikle sosyolog kadrosunda görev yapan uzmanlar, psikolog, sosyal çalışmacı ve öğretmen kadrosunda çalışan uzmanlardan düşük ücret almaktadır. Benzer derslerden oluşan 4 yıllık eğitim alan ve aynı konuda uzmanlaşmış personel arasında ayrımcı uygulamaların Anayasanın eşitlik ilkesini ihlal ettiği açık bir gerçektir.

Kanun teklifi ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanunu kapsamında istihdam edilen psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmenlerin ücretlerinin, en yüksek ücret alan grup seviyesine çıkarılarak eşitlenmesi amaçlanmıştır.

MADDE GEREKÇELERİ

MADDE 1.- Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan psikolog, sosyal çalışmacı, sosyolog ve öğretmenlerin ücretlerinin, en yüksek ücret alan grup seviyesine çıkarılarak eşitlenmesi amaçlanmıştır.

MADDE 2.- Yürürlük maddesidir.

MADDE 3.- Yürütme maddesidir.


--------------------------------------------------------


KAMU KURUM VE KURULUŞLARINDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARIN ÇALIŞMA KOŞULLARI İLE İLGİLİ DEĞERLENDİRME VE SORUNLARI İLE İLGİLİ ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sosyologlar, çalıştıkları kurumun yasal mevzuatı ve kurumun işlevine bağlı olarak farklı ekonomik ve özlük haklarına maruz kalmaktadırlar.

Sosyologların çalıştığı kurumlardan birisi S.H.Ç.E.K bir diğeri de Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki ‘Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezi’ şube müdürlükleridir. Bu müdürlükler Türkiye genelinde 133 ağır ceza merkezinde kurulmuş ve 100’e yakın sosyologla birlikte öğretmen, psikolog ve sosyal çalışma uzmanlarının görev yaptığı birimlerdir.

Denetimli serbestlik ve yardım merkezlerinin A.B, müktesebatı doğrultusunda 5402 sayılı kanun kapsamında 1 Aralık 2005 yılında yürürlüğe girmiş, ve Ocak 2006 yılından itibaren de bu müdürlüklere sosyolog dahil diğer personel alımı başlatılmıştır. Bu müdürlükler İngiltere’deki merkezler baz alınarak kurulmuştur ve toplumsal temelli bir uygulama amaçlamaktadır.

Denetimli serbestlikle kişinin ıslahı ve topluma kazandırılması esastır. Bu nedenle kişinin işlediği bir suç nedeniyle tutuklanması ya da mahkemece hakkında mahkûmiyet kararı verilmesi durumunda cezaevine girmesi yerine, cezasını toplum içinde gözetim ve denetim altında çekmesini sağlar.

Denetimli serbestlik merkezleri ülkemizde 2 yıldan az ceza kapsamındaki sanık ya da hükümlülerin hapis cezasının alternatifi olan bu sistem içinde şarta bağlı olarak serbest bırakılmakta ve kendilerine bir takım yükümlülükler getirilmektedir.

Türkiye’de 2 yıldan az ceza kapsamında olan sanık ve hükümlüleri, ağırlıklı olarak uyuşturucu kullananların oluşturduğu görülmekte ve bu denetimli serbestlik yöntemi ile bunların rehabilite edilmesi ve topluma kazandırılmaları amaçlanmaktadır.

Halen Denetimli serbestlik merkezlerinde 96, S.H.Ç.E.K’te 66 olmak üzere toplam 160 sosyolog çalışmakta ve her iki kurumda çalışan sosyologların ekonomik ve özlük haklarından kaynaklanan sorunlarının benzer olduğu görümlüktedir.

Yine bu iki kurumda çalışan sosyologların yanı sıra, sosyal çalışma uzmanı, öğretmen ve psikolog gibi 4 yıllık üniversite eğitimi almış ve aynı amaca yönelik, aynı görevi gören diğer meslek gruplarından personelde istihdam edilmiş, ancak maaş konusunda farklı uygulamaya tabi tutuldukları görülmüştür.

Bu farklılık sosyologların genel idari hizmetler sınıfında değerlendirilmesi ve yan ödeme kararnamesi kapsamında verilen tazminat oranlarının düşük olmasından kaynaklanmaktadır.

Bu durumda eğitim süreleri aynı olan aynı kurumda aynı işi yapan personel arasında özlük hakları ve maaşlarda sosyologlar aleyhine bir farkın ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Örneğin; Denetimli serbestlik ve yardım merkezi müdürlüklerinde çalışan psikolog 1275 TL, Sosyal Hizmet Uzmanı 1270 TL ve öğretmen 1355 TL civarında aylık maaş alırken sosyologlar 905 TL civarında maaş almaktadırlar. Bu fark uygulanan hizmet taban puanları ile iş güçlüğü zammı, iş riski zammı, temsil güçlüğü zammı gibi ödemelerin sosyologlar da hiç olmaması ya da çok düşük olmasından kaynaklanmaktadır.

Kamuda çalışan sosyologların yukarıda değinilen, ekonomik ve özlük hakları ile ilgili sorunların çözümü için AKP’li Milletvekilleri ve yöneticiler ise ilginç önerilerde bulunmaktadırlar.

Sosyologların sorunlarının çözümü için AKP Milletvekillerince önerilenlerden birisi özellikle S.H.Ç.E.K’te çalışan sosyologların ek ders almaları önerisidir.

Önerilen ikinci yöntem ise formasyonu olan sosyologların eğitim öğretim hizmetlerine geçmeleri önerisidir.

Önerilen her iki yöntemde iktidarın, sosyologların haksızlığa uğradıkları sorunları karşısında gayriciddî bir yaklaşım içinde olduklarını göstermektedir.

Sosyologların ekonomik ve özlük hakları ile ilgili sorunlarının çözümü basit ve anlamsız bir şekilde ilave hizmet yapmaları tavsiye edilerek çözülemez.

4 yıllık eğitim alan ve başlı başına bir meslek sahibi olan sosyologların maruz kaldıkları haksızlığın çözümü kanunlarda ve yönetmeliklerde yapılacak düzenlemelerle olur.

Aksi takdirde ek ders önerilerek ya da başlı başına bir mesleğe sahip olan sosyologları, formasyonu olanlar ya da olmayanlar diye ayırıp formasyonu olanlara yol göstermek, sosyoloji eğitimi almış ve bağımsız bir meslek özelliği taşıyan sosyologları yok saymaktan başka bir anlam taşımadığı gibi formasyonu olmayan sosyologları da bu öneriyle yine kaderleriyle baş başa bırakmaktan öteye gitmez. Yapılması gereken, sosyologların tümünü başlı başına bir meslek sahibi olarak değerlendirmektir.

Bu genel değerlendirmeden sonra kamuda çalışan sosyologların temel sorunlarını aşağıdaki şekilde tespit etmek mümkündür.

Hâlihazırda kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan sosyologlar ile bundan sonra kamuda görev alacak sosyologların en temel sorunları çalıştıkları kurumlarda yetki ve sorumluluklarını belirleyen resmi görev tanımlarının olmamasıdır.

Sosyologların atandıkları kurumlarda aktif çalışabilmeleri için ilgili kurum ve kuruluşların mevzuatında sosyolog unvanına yer verecek şekilde düzenlemelerin yapılmasına ihtiyaç vardır.

Kamuda, kadrolu ya da sözleşmeli çalışan sosyologlar ile aynı denklikte çalışan ve başka unvanlara sahip olanlar arasındaki maaş eşitsizliği yan ödeme kat sayısından da kaynaklanmaktadır.

Tüm sosyologların ekonomik ve özlük haklarından kaynaklanan sorunları sosyologların hizmet sınıfı açıkça belirlenerek aşılabilir.

Buda Kamuda çalışan ya da bundan sonra kamu kurum ve kuruluşlarında çalışacak olan sosyologların ekonomik ve özlük hakları ile ilgili sorunlarının çözümü ilgili kanunda yapılacak değişiklikle mümkün olacaktır.

Sosyologların görev tanımlarının yapılması, hizmet sınıflarının belirlenmesi, katsayı ve tazminat oranlarının düzenlenmesi yapılarak sorun aşılabilir.

Bu nedenle de C.H.P olarak bu konuda T.B.M.M’ye kanun teklifi verilmesi uygun olacaktır. Bu da sorunu T.B.M.M’ye taşıyarak sosyologların sorunları ile ilgilenmek ve kamuoyunu bu konuda duyarlı kılmak açısından yararlı olacaktır.

Bu anlamda da T.B.M.M CHP grup başkanlığınca tarafıma tevdi edilen bu çalışma kapsamında yaptığım araştırma ve değerlendirmeler sonucunda Grup Başkanlığımıza bu rapor ile birlikte hazırladığım kanun teklifini de işleyişi hızlandırmak adına sunmaktayım.

Bilgi ve gereğini arz ederim.


Dr. Tekin BİNGÖL
Ankara Milletvekili

MADDE 1. – 3.7.2005 tarihli ve 5402 sayılı Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.