23 Aralık 2010 Perşembe

BUMKO GM GÖRÜŞMESİ

Mücadele / Müdahale Günlüğü: 2

Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol (BUMKO) Genel Müdürü İlhan Hatipoğlu ile gerçekleştirilen Görüşme: (21 Aralık 2010 - 16:30)


Sanırım görüşme trafiğinin sonuncusundan (BUMKO GM) başlamak konunun sıcaklığı ve görüşülen makamın bu işin merkezinde olması nedeniyle bu görüşmeyi aktarmayı ve mütalaa etmeyi zorunlu kılıyor..

21/12 tarihli komite toplantısının bitimine yakın Yavuz Beyin toplantıda bulunan kamu çalışanı iki sosyolog olarak bizlere dönerek “16:00’daki BUMKO GM toplantısına biriniz benimle gelmelisiniz” dediğinde savior hocanın konuşmasına fırsat vermeden, gerçek düşüncem de öyle olduğu için “savior hoca bu alanlarda daha yetkindir” diyerek topu ona atmanın rahatlığını yaşayamadan “ben katılamam; çünkü önemli bir sunuşum var” demesi üzerine görev başa düşmüş, hazırlık yapılmaya başlanmıştır.

16:00’daki randevunun 16:30’a alındığı bilgisi verilmiş, Yavuz Bey ile beraber BUMKO’ya gidilerek, Ali Fuat Beyle sekreteryada buluşularak birlikte makama zamanında katılım gerçekleştirilmiştir.

Kültür Sanat-Sen internet sitesinden görüşmeyi duyurmuştur.

http://www.kultursanatsen.org.tr/Teknik-Kadro-unvani-yan-odeme-kararinin-cikarilmasi-icin-komisyon-calismalari.phtml

Teknik Kadro ünvanı yan ödeme kararının çıkarılması için komisyon çalışmaları.....


23.12.2010

Bütçe Mali Kontrol Genel Müdürü İlhan HATİPOĞLU ile Sendikamız başkanı Yavuz DEMİRKAYA , Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat KARTAL, Sosyolog Mahmut ÜNVER; Folklor araştırmacısı, Kütüphaneci, Arşivci, Kitap Patologu ve Sosyolog unvanlarının teknik kadro kapsamına alınması ile ilgili Bakanlar Kurulu kararına istinaden yapılacak uygulama üzerine bir görüşme gerçekleştirmişlerdir.

Görüşmelerde yan ödeme kararnamesinin 3000 ek göstergeli 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 36. Maddesinin ortak hükümler bölümünün A/4 nolu bendi kapsamında bulunan, “c” bendi olan "Jeolog, hidrolog, hidrojeolog, jeofizikçi, kimya-ger, fizikçi, jeomorfolog, bölge plancısı, arkeolog, matematikçi, istatistikçi, astronom, tütün eksperi olanlarla, 29/4/1992 tarihli ve 3795 sayılı Kanuna göre teknik öğretmen unvanı alanlardan; -1-4 derecelerden aylık alanlar ve diğer derecelerden aylık alanlar" bölümünde yer alacak şekilde düzenlenmesini talep etmişlerdir.

Genel Müdürlük iyileştirmeden yana olduklarını ifade etmiş ve hazırlamış olduğumuz yan ödeme kararnamesine ilişkin dosyayı değerlendireceklerini bildirmiştir.

Bu anlamda sendikamızda oluşturulan konu ile ilgili Sağlık Emekçileri Sendikası, Türk Kütüphaneciler Derneği, Sosyoloji Mezunları Derneği, Sosyologlar Platformu çalışmalarını sonuç alma yönünde sürdürmeye devam edeceklerdir.



BUMKO GM GÖRÜŞMESİNİN İÇERİĞİ

Görüşmenin bütününü notlandırma şansımız olamadığından aktaracaklarımın tümü tırnak içi ifadeler olamasa da mümkün mertebe konuşulanların aynı şekilde aktarılmasına çalışılacaktır: Kaldı ki bu görüşmenin diğer üç tanığı her zaman düzeltme hakkına sahiptir..

Yarım saate yakın süren görüşme içeriği ve diyaloglar aşağıdaki gibidir:

Yavuz Bey giriş konuşmasını yapmış; bütçe görüşmelerinin tam göbeğinde ve en hararetli bir şekilde Meclis’te tartışıldığı bir dönem ve yoğunlukta bizlere randevu vermeleri nedeniyle bir-kaç nezaket cümlesi sonrasında (gerçekten böyle bir dönemde randevu almanın baha biçilemez olduğunu bilen bilir.. Yavuz Beye özel teşekkür ederiz..) BUMKO’nun neler yapmak istediği, bu aşamadan sonra neler yapılması gerektiği sorularını sorarak sözü İlhan Hatipoğlu’na bırakmıştır.. (bundan sonra GM olarak geçecek).

GM: Konuyu yakînen bildiğini daha önce bizzat kendisiyle başta Kültür Bakanlığı üst düzey bürokrasisi (Müsteşar, Müsteşar Yrd. vb.) olmak üzere bu konuyu bir-kaç kez görüştüklerini (bunlardan birisinde Ali Fuat Beyde bulunmuş) ve orada ısrarla “THS olunmasının otomatik iyileşme sağlamayacağının” heyetteki kişilere def’aten söylediğini aktardı. (burada “otomatik” kelimesine özel dikkat.. görüşmede GM tarafından en az 6-7 kere kullanıldı.) Bu iyileşmenin otomatik olamayacağını, bu durumu arkadaşlarıyla görüştüklerini; nitekim THS oldukları halde durumlarında iyileşme olmayan unvanların bulunduğunu söylediğinde abcvyz araya girerek “Sn. GM TH sınıfında sadece ekonomistlerin durumunda iyileşme olmadığını; diğer bütün unvanlar ilgili/belirlenmiş kategorilerde oldukları için ve yan ödeme kararnamesi gerektiği gibi düzenlendiği için sınıf değişiklikleri kazanımı beraberinde getirmiştir” dediğinde GM “bir-kaç unvan daha var” şeklinde cevap verdi. Bahsettiği bir-kaç unvan gerçekte olmadığından isim veremedi. Konuyu geçiştirmek istedi ve katılımcılar bunun GM’nin söylkediği gibi olmadığını mimikleriyle de hissettirdiler. [satırarası okuma: BUMKO koridor ve kapalı kapılarında yapılan mütalaalarda belli ki bu konu çok net konuşulmuş.. bu beş unvanı nereye atmak istediklerini, bunun daha önce benzerinin olup-olmadığını araştırarak ve onca durumu iyileşmiş unvan örneği varken durumu iyileşmemiş ve sınıf değişikliği olduğunda “otomatik” iyileşmenin olmayacağına karine olarak ekonomistlerin referans olması boşuna değil.. (sahi THS olduğu halde ekonomistler haricinde durumunda iyileşme olmayan unvan var mı!?)]

GM sorunun kılcal damarlarına inildikçe bunaltılacağını çok iyi kavradığından konuyu kendi havuzuna çekmeye çalıştı.. Makro ekonomik konulara dalmak istedi.. Personel rejiminin reformunun yapılması gerektiğinden tutun da bazı adaletsizliklerin giderileceğine kadar.. masalımsı şeyler.. bu durum oraya gidiş amacı belli olan katılımcılarca rağbet görmedi görüşmeyi kendi sorunumuza odaklamak istedik Yavuz ve Ali Fuat Beyler “Bakanlar Kurulu Kararının çıktığını, her gün kendilerini onlarca-yüzlerce kişinin aradığını, bu durumun çok büyük bir heyecan ve beklenti doğurduğunu söyleyerek yapılacak düzenlemelerle yıllardır mağdur olan ilgili unvanların bu mağduriyetinin giderileceğini” söylediler..

Bu tür talepler karşısında hayret duygusundan kendisini arındırdığını çok açık hissettiren [bu tür makamlara gelebilmek için en temel vasfın bu olduğuna eminim!] GM çok stratejik bir soru sordu: “Sizce durumunun, özlük haklarının iyileşmesini istemeyen kurum ve kamu çalışanı var mıdır?” [sizin bu sorununuz sizin için merkezi önem taşıyabilir; ancak bizler her gün sizler gibi onlarca iyileştirme isteklerinin ağlama duvarıyız demek istedi herhalde..] bu kritik soruya hak ettiği cevabı örgüt temsilcilerinin vermesinin uygun olacağını düşündüm.. ufak bir sessizlikten sonra cevabı kendimin vermesinde uygunluk buldum ve “Sn. GM bu işleri düzenleyen bir yerde olmanız nedeniyle kamu çalışanlarının durumlarını iyileştirme talepleri anlaşılabilir.. Ancak bizim durumumuz diğer taleplerle karıştırılmamalı; çok önemli bir fark var.. bizler unvanlara nazaran daha fazla hak istiyor değiliz.. bilâkis YÖK’ün eşdeğer gördüğü unvanlarla “aynı/benzer” işleri yaptığımız halde alınan ücretlerin de eşitlenmesini istiyoruz.. bu nedenle talebimiz hukuki ve diğer taleplerle, durumlarının daha da iyileştirilmesini isteyenlerle aynı kategoride değerlendirilemez.. bu beş unvan şu anda kamuda en düşük maaşı almaktadır.. “hizmetli” kadrosundaki memurla aynı maaşı alıyoruz.. GM: Ocak ayında iyileşme olacak.. abcvyz: 80 lirayı mı kastediyorsunuz.. GM: evet abcvyz: ben çalıştığım yerde aynı odada her yönüyle aynı işi yaptığımız halde oda arkadaşımdan 450 lira daha az ücret alıyorum.. arkadaşlarımız ayın 15’i geldiğinde bankomatiklerden aynı işi yaptıkları arkadaşlarıyla ard arda gelmemeye özen gösteriyor. Onların öncesinde ya da sonrasında maaş çekmek istemiyorlar.. kendilerinin sebep olmadığı utancı yaşıyorlar.. bu anlaşılabilir değil..” GM: “Haklısınız bu durumun düzeltilmesi gerektiğine ben de inanıyorum, THS olmak için harcanan enerji durumunuzun iyileşmesi için harcansaydı şimdiye düzelirdi” [buradan ne anlaşılması gerektiğini sanırım herkes yorumlayacaktır] GM: “ben tekraren söylüyorum.. otomatik iyileşme olmaz.. bu karar (bkk) bunu otomatik sağlamaz..” abcvyz: “Sn GM bu kararnamenin kendiliğinden bir durum iyileştirmesine yol açmayacağı belli.. yan ödeme kararnamesi düzenlenmesinden sonra özlük haklarının belirleneceğinin farkındayız.. ancak bu kararname sizlerin hazırlayacağı yan ödemede bu beş unvanı YÖK’ün öngördüğü gibi arkeologların haklarını ve göstergelerini vermeye de engel değil.. karar bu kadar esnekken ve durumun iyileşmesi gerektiğini siz de beyan ettiğinize göre neden arkeologlar gibi değil de ekonomistler gibi değerlendiresiniz ki!” GM: “bakalım” Yavuz Bey: “Zaten şu anda kütüphaneciler ekonomistlerden bazı açılardan daha avantajlı [burada bir değerden bahsetti ama şimdi hatırlayamadım] onlarla birlikte değerlendirilmesi mümkün değil” GM “bakalım”

GM: “THS kanunda tanımlanmıştır. Bu tanıma unvanların uyumlu olması gerekir.. çok söyledik.. çok ısrar olunca ‘tamam” dedik.. durumlarının iyileşmesi için bunu bir yol gördüler ancak “kütüphaneci”nin Teknik Hizmet Sınıfında ne işi var” yaklaşım bu.. adamlar ne YÖK’ü takıyor ne DPB’yi adam yerine koyuyorlar.. şunu çok net anlamış bulunuyorum.. daha önceki Kültür Bakanlığı temsilcileri ya niçin teknik hizmet sınıfına alınmaları gerektiğini bilmiyorlar ya da ikna edememişler.. haksızlık yapmak istemem.. maliyenin bu konularda iknaya kapalı olduğu belli ancak bu unvanlar kendilerinin özlük hakları iyileştirmesi dışında niçin THS olunması gerekir sorusuna verebilecekleri sağlam argümanlı en az on cümlelerinin olması gerekmez mi? Doğru.. buna itiraz Maliyenin işi değil.. Yetkili YÖK kararını vermişken maliyeye düşen onu uygulamaktır.. aynen antropologun, halkbiliminin THS’de ne işinin olduğunu sorgulamanın maliyenin işi olmadığı gibi..

Arkadaşlarımızın hazırladığı Taleplerimizi içeren yazı ile kültür sanat-sen’in şimdi nerdeyiz ne olmak istiyoruzu içeren yazıları bizzat GM’ye verildi.. yüzlerce evrak arasındaki yerini aldı; belki hiç açılmamak üzere!!!

GM görüşme boyunca kağıtla kalemi bir defa bile buluşturmadı.. bizleri ne kadar ciddiye aldıkları sanırım buradan belli olmalı.. bu işin bürokrasiyle halledileceğine inanmak avunmaya razı olmak ve aymazlığa devam etmek anlamını taşır.. siyasi müdahale olmadan olmaz.. gerçi zaten müdahale ettirebilecek gücümüz olsaydı yök kararı ve dpb görüşü ortadayken A/4 kararı aldırtamayan bizler şimdi nasıl olacak da bunu başaracağız.. yılgınlık olsun istemem ama buna benim cevabım yok..

Görüşme yaklaşık olarak bu çerçevede geçti.. her aktarımın “eksik” ve “yanlı” olacağını hepimiz biliriz.. başta da söylediğim gibi bu içerik aktarımı Yavuz ve Ali Fuat Beylerin denetimine, eleştirilerine ve katkılarına açıktır.. olabildiğince betimleyici olmasına çabaladım.. durum bu.. yorum ve değerlendirmeler bundan sonra size kalmış..

Bu görüşmeyi ayarlayan ve özel talebimiz olmamasına rağmen bu görüşmede sosyologların da bulunmasını isteyen Yavuz Beye bir kez daha teşekkür ederim.. başta birlikte yolculuk yapılabilseydi emin olun durum çok farklı olurdu.. gerçi sosyoloji derneğimiz biz kısmen haberdar olsak da 18 yıldır bu gün için çabalıyormuş; cahilliğimiz mazur görülsün!. Sosyologların niçin THS olmaları gerektiğini cümle aleme ilan ve ikna etmiş.. bunlar bir zamanlar sosyologların SHS olmalarını da istiyorlardı mı dediniz.. ben bilmiyorum, siz söylüyorsunuz.. hadi canım siz de.. böyle de olmaz ki..!

Hiç yorum yok: