19 Mart 2010 Cuma

Kültür Bakan(lığ)ı Kadar Olamamak!!!


Sosyologlar unvan kadrolarıyla ağırlıklı olarak Adalet Bakanlığı CTE ve Başbakanlık SHÇEK Genel Müdürlükleri bünyesinde çalışmaktadır.
Kütüphaneci, Arşivci, Kitap Patoloğu ve Sosyologların THS geçişleriyle ilgili YÖK Yürütme Kurulu 10 Şubat 2010, YÖK 05 Mart 2010 günü karar aldı.
Bu kararlar (yazılar) aynı gün konunun ilgilisi kurumların (Maliye-DPB) evrak kaydına giriş yapıldı.
SHÇEK'in durumdan memnuniyetsizliği ve harekete geçirilemez yapısı gözönünde bulundurulduğunda hem sorunu çözmek için (sözde) irade ortaya koyduğunu ihsas ettiği için hem de kamuda sayısal olarak en fazla kadroyu bünyesinde barındırdığından CTE'nin Maliye ve DPB'ye yazı yazması gerekiyordu.
YÖK'ün Cuma günü (05/03) alınan karar metni CTE'ye Pazartesi günü (08/03) ulaştırıldı; hem de DPB'nin nasıl bir yazı istediği en yetkin ağızdan öğrenilerek bu format iletildi. Nerdeyse imza hariç her şey hazırlandı. En üst makamlar ve yetkili imzalar yazıyı görüp çıkması için sözlü talimatı verdiler.
Bu gün yazının yazdırılışının on beşinci günü. Yazı yazmayı 'beceremeyen' demek bile yetersiz kalacağından o işe girişmeyeceğim; doğrusu hazırlanan bir yazıya imza atma becerisi gösteremeyen kendini idareci zanneden, bulundukları yere liyakat hariç her türlü yolları deneyerek gelen 'kifayetsiz muhteris' tiplerin gerekçesiz bir engellemenin basitliğini yaşamak bir yana bu yaptıklarıyla binlerce insanı ilgilendiren bir kararın olumsuzluğunun başrol oyuncusu olduğunu bilmekten uzak olduğu düşünülebilir mi? yazının geciktirilmesiyle memurlar.net'in haber pejmurdeliği arasındaki illiyet gözlerden uzak tutulmamalı.
 bu durumu bir yere kadar anlayabiliriz; ya sosyoloji derneğinin sosyologların ths'ye geçmeleri için Kültür-Sanat Sen'in yazılarına benzer bir yazı yazmalarının uygun olacağı istemine derneğin en üst mekanizmasının bu yazıyı yazamayacaklarını, denetim geçirdiklerini söylemelerini kim nasıl anlayabilir.. eylemlerini birilerinin "gözüne batma"yı önemsedikleri kadar, hitap ettikleri sosyologların "gözünden düşme"yi hesap ederek yapsalardı şimdi çok farklı yerlerde olunabilirdi.
şimdi de bu karamsar tabloyu dağıtacak gelişmeyi aktaralım.
Kültür Bakan(lığ)ı bu konuyu ne kadar önemsediğini başka vesileyle Meclisteki tavrıyla göstermişti. Şimdi de olaya ne kadar eğildiğini ve hazırlıklı olduğunu anlıyoruz.
Şöyle ki,
YÖK'ün kararının hemen sonrasında Kültür Bakanlığı 16 Mart 2010 tarihinde bizzat Ertuğrul Günay imzasıyla Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığına "gerekli" yazıyı yazmış ve aynı tarihte yazının kuruma girişini temin etmiş. (Dikkat diğerleri Bakan yerine Bakan adına yazı göndermeyi tercih ederkin bizzat kendisi imzalamış) İşi o kadar önemsemiş ki, yazının ekinde 23 sayfalık gerekçeler ve raporlar yazmış. Bununla yetinmeyip mütemadiyen kurumları sıkıştırmaktaymış ve yazı bakın işin aciliyetini nasıl belirterek bitmiş: "Bilgilerinizi ve konu ile ilgili görüşlerinizin, ivedilikle Bakanlığımıza gönderilmesini arz/rica ederim."
Bizimkilerin uyuşukluğuna ve engellemesine bakın, adamların gayret ve hızına..
Kültür Bakanlığı işi hızlandırıp ivedi cevap istedikçe: özellikle DPB "Sosyologlar için yazıyı bekliyoruz, ikisini bir arada cevaplayacağız" diyebilmekteler. Bu hafta çok kritik. Eğer CTE Cumaya kadar yazıyı yazmazsa sanırım daha fazla bekleyemeyecek.
Bir-çok olumsuzluğun yanı sıra güzel olan Kültür Bakanlığı yazısında her ne kadar kendi personelini doğal ve haklı olarak önceleyen bir yazı yazsa da kararda adı geçen dört unvana da (sosyologlar dahil) yer vermiştir. Böyle olduğu içindir ki bu dört unvan karar ve kader birlikteliği yapmışlardır/yapacaklardır. Bünyesinde sosyolog çalıştıran kurumların yazı yazmamaları ya da savsaklamalarına karşın emniyet subabı olarak Kültür Bakanlığı yazısında sosyolog unvanının da yazılmasını "bağlantı"sıyla sağlayan "arkadaşım"a özel teşekkür ödenmesi gereken bir borçtur.
Kendileri yazmazsa bu işin olmayacağını sanan kurumlar sonsuza kadar beklenecek değil elbette..
Eğer makul bir sürede yazı yazılmazsa özellikle DPB Kültür Bakanlığı'nın ilgili yazısını metinde sosyologları da geçirdiği için yeterli sayacak; edindiğim bilgi ve izlenim bu yönde.. İşin Maliye boyutu hala belirsiz ve maalesef o alanda etkimiz sınırlı.. işin o boyutunu takip edebilecekler mutlaka devreye gir(diril)meli!
Bu saatten sonra hiç kimse kılını kıpırdatmasa bile bu iş olacak.. Maalesef sayılarıyla doğru orantılı olmayan bir "güç" olarak sayısal azınlığın öncülüğüne rıza gösterecek ve iyi ki böyle olmuş diyebilecek durumdayız. Rasyonel olan fikir yazıların kurumlardan giderek şeklen de eksiğin kalmaması sonrasında sürecin tamamlanması. Duygusal yön ise umarım "bizimkiler" yazmazlar ve sosyologların ths oluşu bahaneci derneğe ve iflah olmaz kurumlara rağmen olur.. İşte o zaman tadından yenmez..
Bu arada sosyologlar fax, email ve kararı haberleştirme çalışmalarında sadece "sosyolog" unvanıyla sanki karar bir tek sosyologları ilgilendiriyormuşcasına izlenim veren bir çabanın içerisindeler. Sanırım imkan nispetinde Kütüphanecilerle; Arşivcilerle, Kitap Patologlarıyla -onları da sürece dahil ederek- ortak hareket etmekte yarar olacaktır. En azından karara atıf yapan bütün email, fax ve haber yaptırma metinlerinde bundan böyle karar ve kader birlikteliği yapan bu dört unvanı birarada anmak yerinde olacaktır. Kadirşinaslık bunu gerektirdiği gibi, Kültür Bakanlığı'nın jestini görmezden gelemeyiz.
Düşükte olsa bir ihtimal var..  DPB'de sorun olmasa da özellikle Maliye'de bu dört unvandan ilk üçünün (sosyologlar hariç) arkasında bakan olduğu için 36/4'te de uygun bir yere yerleşirken sosyologların daha geri bir duruma itilebileceği endişesi bulunmakta.. Kuvvetli ihtimalse; bu dördünün birlikte yaptığı yolculuk sonrasında aynı sona ulaşmalarıdır.. umarız böyle olur.
Buna göre; Genel İdari Hizmetler Sınıfında yer alan Kütüphaneci, Arşivci, Kitap Patologu ve Sosyolog unvanlarının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin II. Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan unvanlar arasında yer alması amacıyla Bakanlar Kurulu Kararı istihsali yoluna gidilmesi düşünülmektedir. Özellikle "36 ncı maddesinin II. Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan unvanlar arasında yer alması" ifadesi önemlidir ve karşılık bulması halinde nerede konuşlanacağımızı göstermektedir. 
"Avcı ne kadar av bilirse, av o kadar yol bilir"





KÜLTÜR BAKANLIĞININ MALİYE BAKANLIĞI VE DEVLET PERSONEL BAŞKANLIĞINA 16/03/2010 TARİHLİ YAZISI
"Kütüphane ve kütüphanecilik hizmetleriyle ilgili kural ve ilkelerle standartları belirlemek ve bunlara uygun hizmet üretimi için gerekli tedbirleri almak, kıymetli yazma eserleri, ilgili kütüphanelerden toplayarak araştırmacı ve okuyucunun hizmetine sunmak, bunların gelecek nesillere aktarılmasını sağlamak, kültür ve turizm alanlarında mesleki eğitim için kaynak oluşturmak üzere ihtisas kütüphanesi ve dokümantasyon merkezi kurmak Bakanlığımızın görevleri arasında yer almaktadır.
Belirtilen görevleri yerine getirmek amacıyla, Bakanlığımız merkez birimlerinden Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü ile Milli Kütüphane Başkanlığında ve Bakanlığımız taşra birimleri arasında yer alan kütüphanelerde üniversitelerin kütüphanecilik, dokümantasyon-enformasyon, arşivcilik, bilgi ve belge yönetimi vb. bölümü mezunlarından Genel İdare Hizmetleri Sınıfında yer alan kütüphaneci unvanında personel de istihdam edilmektedir.
Bilgi ve Belge Yönetimi (Kütüphanecilik, Dokümantasyon-Enformasyon ve Arşivcilik); basılı ve elektronik ortamda kayıtlı her türlü bilginin toplanması, korunması, belirli tekniklerle düzenlenmesi, yeniden biçimlendirilmesi, iletilmesi ve erişime sunulmasına ilişkin işlem ve hizmetleri oluşturma, yürütme, yönlendirme ve geliştirme sürecidir. Bilgi Yöneticisi (Kütüphaneci, Dokümantalist ve Arşivci) ise sözü edilen bu işlem ve hizmetleri gerçekleştirme bilgi ve becerisi gibi niteliklere sahip meslek memurudur.
Çağımızın teknolojileri arasında bilgi ve iletişim teknolojileri yer almaktadır. Hemen her alana giren bu teknolojiler bilgi yönetimi alanına ve kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezi gibi bilgi merkezlerinin işlem ve hizmetlerine yansımış, onların yapısını temelden değiştirmiştir. Geleneksel basılı kaynaklarda (kitap, dergi, gazete vb.) bulunan bilgi bu dönemde elektronik ortamlarda yer almaya başlamış, bilgi ağları, elektronik kaynak konsorsiyumları, veri tabanları, internet, elektronik kitap, dergi ve benzeri kaynaklar kütüphanelerin koleksiyonlarını oluşturmaya başlamıştır.
Kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezleri gibi bilgi merkezlerinde çalışan kütüphaneciler ve arşivistler bütün işlem ve hizmetleri elektronik ve teknik yöntemlerle gerçekleştirmektedirler. Uzmanlık düzeyinde teknik bilgi ve beceri gerektiren bu teknolojiler kütüphane ve arşivlerde web tasarımı ve yaşatılması, elektronik ısmarlama ve izleme, bilgisayar ortamında kataloglama ve çevrimiçi erişim, elektronik referans hizmetleri, dijitalleştirme, tam metin elektronik erişim gibi yeni işlem ve hizmet türleri oluşturmuştur.
Bu nedenle, günümüz kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezleri gibi bilgi merkezlerinde gerçekleştirilen işlemler ve verilen hizmetler uzmanlık düzeyinde teknik bilgi ve beceriye dayalı duruma gelmiş olup, Kütüphaneciler teknolojik bilgi ve beceriye sahip uzman teknik personel niteliği taşımaktadır.
Konuyla ilgili Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına 09/01/2009 tarih ve 4626 sayılı yazımızla görüş sorulmuş; ekte bir örneği gönderilen 05/02/2009 tarih ve 003852-463sayılı cevabi yazılarında konu ile ilgili Üniversitelerarası Kurul Başkanlığına görüş sorulduğu belirtilmiş olup, Bakanlığımıza gelen 05/03/2010 tarih ve 007996 sayılı yazılarında Üniversitelerarası Kurul Başkanlığından kendilerine gelen cevabi yazıda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36. maddesinin Ortak Hükümleri Bölümünün (A74) numaralı bendi kapsamında değerlendirilmesinin meslek alanları dikkate alındığında konunun vsadece kütüphanecilik, kitap patologu, arşivcilik, sosyoloji programları için özel olmadığı; konunun ilgili Kanunun 36. maddesinin Ortak Hükümleri Bölümü'nün (A/4) numaralı bendi kapsamında meslek alanları dışında kalan diğer meslek alanları ile birlikte kapsamlı bir şekilde ve alanın uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiğini belirtilerek, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı adı geçen unvanların da bu kapsamda değerlendirilmesinin uygun olduğuna karar vermiştir.
Buna göre; Genel İdari Hizmetler Sınıfında yer alan Kütüphaneci, Arşivci, Kitap Patologu ve Sosyolog unvanlarının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin II. Teknik Hizmetler Sınıfında yer alan unvanlar arasında yer alması amacıyla Bakanlar Kurulu Kararı istihsali yoluna gidilmesi düşünülmektedir.
Konuyla ilgili Bakanlığımız gerekçeleri ve raporları ekte gönderilmektedir.
Bilgilerinizi ve konu ile ilgili görüşlerinizin, ivedilikle Bakanlığımıza gönderilmesini arz/rica ederim."

Ertuğrul GÜNAY
Bakan

sosyolojistik@gmail.com

Hiç yorum yok: